Gelin, önce Türkiye Emlak Katılım’ın ‘Bir Asırlık Tecrübe’ isimli reklamını analiz edelim:
Çocuk geliyor ve dedesine: ‘’Vergi ne demek?’’ diye soruyor. Yani çocuk, verginin ne olduğunu bilmiyor. Dedesi, burada çocuğa verginin ne demek olduğunu söylemesi gerekirken Türkiye’de bilinen en iyi yöntem ile bilgi vermek yerine duygu istismarını kullanarak veriyor cevabı: ‘’ Vergi, yetimin hakkı demek!’’ Sonra dedede bir flashback oluşuyor ve başlıyor anlatmaya… Ülkede solcusundan sağcısına hiç kimsenin dil uzatamadığı bir konudan giriyor: ‘Savaş zamanı’ yani Çanakkale Savaşı’nı… Ardından süslü bir dil ile ülkenin ilk uçak fabrikasını kurduklarından bahsediyor. İşte asıl burası çokomelli! 1949’un Hava Kuvvetleri Komutanı’nın birçok röportajda yer alan şu cümlesini yazmakla başlayayım:
‘’Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem, yarın bu millet beni asar.”
Aynı zamanda dönemin hükumetinin Amerikan yardımlarını kabul etmesi sonucunda 15 Mart 1950 yılında bir kanun ile askeri fabrikalar ve sivil teşebbüsler kapatılmıştır.
Reklamda ise zamanında krediler ile yapılmasına vesile olduğu mahalleleri, yine yetim hakkına bağlayarak anlatılmaya devam edilmiştir. Geçmişe gitmeden önce Türkiye Emlak Katılım’ın yeni genel müdürünün yakın tarihte bir röportaja verdiği şu cevapları okumakta fayda var:
“Sermaye Piyasaları Kurulu’ndan (SPK) izin alıp ‘zekât fonu’ kurabiliriz. Malezya, İngiltere ve Almanya’da ‘zekât fonu’ var. En başarılı uygulama İngiltere’de.”
Zekat Fonu’nda oluşacak kaynağı, ‘din kurulu’ndan alacakları fetvayla yönlendireceklerini belirten Aksu: “Belki ‘zekât fonu’, hiç ev alamayacak vatandaşlara konut projesi gibi alanlarda kullanılabilir” dedi.
Hemen 12 Eylül 2003 Cuma günü, Gazete Vatan’da çıkan haberin bir kesitinden Türkiye Emlak Katılım’ın geçmişine kısa bir göz atalım:
Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu raporuna göre, tasfiye edilerek Ziraat Bankası bünyesine katılan ve 31 Aralık 2002 tarihi itibarıyla 11 bin 482 firmaya kredi veren Emlakbank‘ın takipteki toplam kredi alacağı; l katrilyon 279 trilyon lira.
Usulsüz ve özensiz kredi dağıtımı işlemlerinin, özellikle 1998-1999 yularında yoğunluk kazandığı vurgulanan rapora göre; batık kredilerin yaklaşık yüzde 60’ı batık bankalara ait 31 şirket ile denizcilik sektöründe faaliyet gösteren 145 firmaya verildi.
07.07.2001 tarihinde ise Hürriyet gazetesinde çıkan başka bir haber:
Emlak Bankası’na devredildi. Emlak Bankası, 1988 yılından bu yana bankacılıktan ve inşaat işlerindeki başarısından daha çok, yolsuzluk ve genel müdürleriyle gündeme geldi. Bankanın o tarihten bu yana 9 müdürü, mahkemelik oldu. Siyasilerin gözdesi olan Emlakbank, 2000 yılı itibariyle öz kaynaklarını tamamen yitirmiş bir bankaya dönüştü.
Peki tüm bankacılık ve mevduat işlemlerine son verilen ve Ziraat Bankası’na tasfiye edilen bu banka, şimdi hangi sermaye ile geri döndü? Genel müdürünün cevaplarını hatırlarsak eğer, ekonomik kriz ve KHK’larla yönetilen bir ülkede açlık sınırında yaşayan insanları ne gibi kredilerle ev sahibi yapacak mesela? Diyanet İşleri’nin faiz ile ilgili absürt açıklamalarından sonra, tarikatlar ve cemaatler için yeni bir ‘gayrimenkul’ paravan banka mı? Sanırım zaman, bizlere Türkiye Emlak Katılım’ın işleyişini ve yeni maceralarını gösterecek…
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!