Merhaba herkese, blogumuza hoşgeldiniz! Blogun ilk yazısıyla karşınızdayım.
Bugünkü konumuz Türk kızının/kadınının(hangi sıfatı tercih ediyorsanız) nazara olan sonsuz inancı ve kepçeyle dağıtılmış özgüveni.
İster biyoenerji deyin, ister nazar, çoğu kişi bu olaylara ucundan kıyısından da olsa inanır. İnananla da bir sorunum yok açıkçası, isterseniz spagetti canavarına inanın, bana ne yani =) Benim derdim bunu yaşamın merkezine yerleştirip en alakasız olayları bile buna bağlayanlar. “Ay soğuk algınlığına yakalandım, kesin o Berilsu’nun nazarı değdi bana :(( Yılann!!” Hayır güzelim, senin soğuk algınlığına yakalanmanın nedeni kışın ortasında bahardan kalma günlerdeki gibi giyinip yeterince c vitamini tüketmemen, Berilsu ne alaka? Hem kusura bakma da kim senin neyini kıskansın, fiziksel ya da mental anlamda bir numaran var mı? Yok! Eee o zaman? Kısa boylu, esmer, balık etli klasik bir Akdeniz dişisisin, derslerin normal, okuduğun en derin kitap Canan Tan’a ait, müzik zevkin Türk popu ağırlıklı… eee kim niye nazar değdirsin sana, sokağa bir çık kendin gibi biiir sürü genç kadın bulursun!
Başka ne diyebilirim ki, özgüveninize sağlık…
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!