İnsanlar tarih boyunca açıklayamadığı bilimsel olayları metafizik güçlere bağlamıştır. Antik Yunan’da gök gürler, biri çıkıp “Tanrılar bize kızıyor.” der. Ortaçağda Avrupa’da doğal kızıllar cadı olduğu gerekçesi ile öldürülür. Kandaki karotenin demirle beraber oksitlenerek saça turuncumsu bir renk vermesi ihtimali hiçbirinin aklına gelmez. Ardından bir grup filozof ve bilim adamı çıkar, bunlara bilimsel bir bakış açısı getirir. Bu durumda metafizik inançlar yavaş yavaş zayıflamaya başlar.
August Comte’un “
üç hal kanunu“na göre toplumlar üç farklı aşamadan geçer.
1.Bunların ilki
teolojik aşamadır. Bu aşama, dünyanın oluşumundan 1300’lü yıllara kadarki zaman dilimi kapsar. Doğadaki tüm olayların doğaüstü güçler tarafından meydana geldiği inancı hakimdir.
2. İkinci aşama ise 1300-1800 yıllarında görülen
metafizik aşamadır. Rönesans ile beraber başlayan bir geçiş dönemidir. İnsanlar henüz sorgulama sürecinde olduğundan bilgiler soyuttur, yine de
pozitivist aşamaya geçebilmek açısından önemli bir dönemdir.
3. Poztivist aşama ise 1800’lü yıllarda endüstri devrimi ile beraber geçilen bir aşamadır. Fransız Devrimi’nin bunda büyük payı vardır.
Bu burada kalsın şimdilik. Fransız Devrimi’nin asıl amacı neydi, milliyetçilik dışarıdan göründüğü kadar masum bir ideoloji miydi, aydınlanma döneminde illuminati örgütünün payı var mıydı, dünyadaki milliyetçi ve devrimci hareketlerin ardında gerçekten Masonlar mı vardı; bunlar daha uzun tartışma konuları…
Devamı gelecek…
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!