*
annem çiçekli çayırlardan kimi toplar?
adım anılmayacaksa ölmeliyim
adımlarım gerisingeri uslanmaya
ben o göğüs boşluğuyum inceliğe
ben o romantik kuş ezgileri
aklım beş karış havada / kargalarla aram pekiyi değil
ötüşüne imrendiğim ağaçlar
yaslı, sonbahar düğün ertesi olmaya
yani yalnızım, yani yıkık
çarem harabeler inleten kitaplar okumak
devasa aynalarda kırılmak sözcüklerle
gömlek cebimde taşıdığım fiyaskoyla
ağır geliyorum hayata / ama nafile
gıcık oluyorum yarattığınız düzene
**
bir de sen vardın, kuş sunağı
günüme geceme sığınak
ben seni yalnızlığın amortisi sanmıştım
nereden bilebilirdim çekip gideceğini
uzaktan bakacağını bana / sırıtarak
arkamdan konuşanlara hak vereceğini
hatta / imla hatalarını saçların gibi düzelterek
kurmaya üşendiğin cümlelerdeki sarkacın
iki gözümün arasında gidip geleceğini
bilseydin, belki de aşktan utanırdın
aşk! ıslanan saçlarından akan bal
onu kimlerin ağzına çaldığınsa
beni hiç ilgilendirmiyor
***
ama çocuk, şu bozkıra kırgın zeminde
yani bozkırın uykusunu bölen gri zeminde
top koşturuyor, ellerinde tasolar / misketler
boşluğa savurduğu bumerangın dönmesini bekliyor
ben gözlerindeki inancı görüyorum
dağ dağ yutkunduğu / boğazındaki direnci
dilinde yaratıcılığın muhteşem senfonisi
çiçekler çiziyor kuşlara, kale arkasını gözlüyor
ebelenmekten bıkmadığı bir akşam
yalnızlığı bile sobeleyeceğini düşünüyor
****
yani çiçek! saf ve temiz
annem çiçekli çayırlardan kimi toplar?
adım anılmayacaksa ölmeliyim
hep diyorum
: ya çiçekten / ya senden / ya da çocukluğumdan gelsin )
başıma ne gelecekse
ve titriyorum, bu şiirin sonunda
: dikenleri kalem olan bir kirpi gibi
Çağın Özbilgi
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!