Kendimi dev dalgaların arasında boğuşuyor gibi hissettiğim zamanlardayım şu sıra ve güneşten kısılmış gözlerimle güneşe dönüp ” hoop, İsmail Abi..” diyesim geliyor. Böyle tam mutluluğun harflerini kağıt parama kodluyorum, bir rüzgar esiyor ne mutluluk kalıyor bana ne kağıt para.Aynı şiiri beş kere yazmışım ama ezberleyememişim salaklığıyla sarılıyorum bu hayata. Ben bu ”neyse hayırlısı ya’lardan, üzme kendini’lerden, neleri unutmadın ki’lerden, şansın bir gün döner ‘lerden” çok bunaldım.Şiirler yazıp bestesini blok flütümle yaptığım yaşlarımda hep edebiyat öğretmeni falan olmak istiyordum, sonra zaten her şey boka sarmaya başladı. Yaktım o şiirleri, lise çıkışları sigara kaçamakları yapmaya başladım ve hiçbir zaman yaşıtım kızları sevmedim. Her deniz gördüğümde donup kaldım ve kalan bir parça insanlığımla oturup şarkılar söyledim rüzgara karşı. Şimdiyse Can Yücel’in en sevdiğim şiirinin dört mısrası çıkıyor dudaklarımdan,ki zaten bu şiir sadece dört mısradan oluşuyor ve bana çok romantik geliyor.Şöyle;
” Çatal yüreğimle türkülü yollara
Düştüm ki, o kadar olur.
Seke seke ben geldim,
Sike sike gidiyorum. ”
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!