Sessizlik ve Boğuntu
Boğuluyordum, kimse nefes almadığımı fark etmiyordu. Çok öksürdüm oysa, çok gevşettim iplerimi, bir işe yaramadı.
Çok konuştuğumu ama bir sonuca varmadığımı fark ettiğim o gün, acı gerçeklerle yüzleştim; susmam gerekiyordu. Çok bağırdım, çok seslendim. Kuyunun dibinde kalmışım ve sesim gitmiyor gibiydi veya tünele girmişim de telefon çekmiyor gibi.
Sustum, daha önce hiç yapmadığım kadar sustum; sormadılar ya da sormak istemediler.
Çok yalnızdım, kafamın içinde dünyanın en yalnız insanıydım.
Başkaları hata yaparken ve affedilirken, beni bağışlamadılar.
Kimse beni göğsüne yaslamadı, saçımı okşamadı. Sevgisizliğin ortasında sevgi vermek istedim, beceremedim.
Yazdıklarımı görmüyor, söylediklerimi duymuyorlardı. Dedim ya, bıraktım..
Çok üzülüyorum biliyor musun?
Karnımda kelebeklerin uçuşması gereken yaşta göğsümde acı taşıyorum. ‘ Neden anlatmıyorsun derdini? ‘ diyenler oluyor arada; ne gerek var tantanaya, onların derdinin yanında benimki deli saçması zaten.
Neyse, kısacası anlaşılmayan biri olduğumu fark ettiğim gün vazgeçtim. Ama vazgeçmek bile ağır geldi bana, eziliyorum yüklerin altında.
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!
Boğulduğun hissini bizzat hissettim çok gerçekçi 🍂