Hazan sarısı kokuyor bugün ellerim
belki lise çıkışları yaktığım sigara
belki kozasını yırtmış kelebek
çoğunlukla arı bir düşsel kahraman
altın işli ipek bir mendilin ucu buruşuk
acılar taze, insanlığım diri, papatyalar solgun
güneşi davet ettiğim odamın tavanından
damlıyor tüm kadınların gözyaşları
dolambaçlı sokaklardan geçip düz yollara
varan ve çakıl taşları ile yüzümü kanatan
bir çaresizlik sabahındayım
ulu çınarlar dikilmiş kader yoluma,
diplerinde ayrık otları
bozuluyor kehanet,
sevenler kavuşmuyor
lastik çoraplı anneler dövülüyor sokak ortası
pezevenklerin dillerinde bir namus belası
ölünmüyorsa da yaşatmıyor artık yarası
tam da tutunacakken kırılmış dalları
çorak elleri ile budadığı sulak tarlalarda
kaybetmiş çocuksu telaşını,
geriye mum ışığında okumaya çalışan
evladının umudu
ve hayatın gamlı yükü kalmış omuzlarında…
[youtube url=”https://www.youtube.com/watch?v=XDaJbQXW1xc”]
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!