Kadınlar vardır ya hani!
Yüreğinin ekşimiş kokusunu parfümlerle
Örtenleri demiyorum.
Elleri taze nane,
Memeleri yasemin kokulu,
Gözleri ılık yağmurlar gibi,
Toprağa can verenleri diyorum.
Parmak uçlarından ve ılık nefeslerinden
Tüm kötülüklerin üzerine
Masmavi bir gök,
Ve nar çiçeği renginde bir gün
Ekleyenleri kastediyorum.
Maharetli elleriyle bozgun zamanlara,
Oyalı yastıkları işler gibi
Tiril tiril taze yaprak ekleyenleri,
Onları diyorum işte.
Kadınlar vardır ya hani!
Çiğlerinden değil,
Kızarmış ekmek kokulu
Olanlarından bahsediyorum.
En amansız kasırgaları
Göğsünün ortasındaki annelikle yumuşatan,
Yeri geldiğinde saçlarını yıldızlı bir gecenin gölgesinde
Bir rüzgarın alevli nefesinde tarayanları diyorum.
Sevgisine,
İncecik, çeyizlik kristallerini korur gibi ihtimamlı
Ve yoksullukla aşınmış bir odayı,
Yanaklarındaki çiçekli çukurla örtebilen kadınları diyorum.
Öyle yeni giysilerle değil,
Zülüflerinin kıvrıldığı yüzüyle
Ve tüm elemlerini gözlerinin görünmez
Bir perdesiyle örtmeyi bilen kadınları diyorum.
Kadınlar vardır ya hani!
Düşkünlüklerine razı olanları değil,
Yüreği ipekli bir tülün geçirgenliğindeyken
Gözleri keskin bir hançer gibi parlayanları diyorum.
Doğurduğu nefesini boğanları,
Kuşunu vuranları, ağacını sökenleri,
Rahminde kalan boşluğu durmadan örseleyen karanlığı,
Ve çocuklarını,
Ve bereketli memelerinden emzirdiği evreni,
Karanlık zamanlarda kül edenleri;
Hiç tereddütsüz ve gözünü kırpmadan,
Varlığını ve yaşamı her seferinde yeniden yarattığı,
O narin,
O muhteşem elleriyle parçalayan kadınlar
Vardır ya hani!
Aşkı ve şiiri göğün ve denizin mavisine biçimleyen
İşte onlardan bahsediyorum!
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!