[youtube url=”https://www.youtube.com/watch?v=PD7M7j1OM8U” autohide=”0″ autoplay=”1″ hd=”1″]
Renk Cümbüşü
Masamın başındayım yine
bembeyaz bir kağıda
renkli kalemler ile dokunuyorum
sarı kalemi alıyorum elime,
onu bırakıp yeşili alıyorum.
Her renk, önce zihnimde
sonra kağıtta şekilleniyor.
Öylesine huzurlu bir an ki
elime aldığım her kalem,
kağıda serenat yapıyor.
Kağıt rengarenk…
Dışarı taşıyorum kağıttan
ahşap masamı boyuyorum,
ona can veriyorum,
Tekrardan ağaç yapıp
üzerine kuşlar konduruyorum.
Masam rengarenk…
Duvarları boyuyorum sonra
artık bana somurtan
soğuk betonlar değiller.
Dört köşeli odamın
her duvarına
ayrı mevsimi çiziyorum.
Kimi zaman güneş selamlıyor beni,
kimi zaman sonbahar rüzgarlarında
üşüyorum.
Odam rengarenk…
Dışarı çıkıyorum,
tüm evleri boyuyorum
bütün sokakları çimlerle ve
çiçeklerle dolduruyorum.
Bunu gören bütün çocuklar
dışarılara koşuyor.
artık sokaklar rengarenk…
İnsanları görüyorum
solgun, kederli, yorgun
insanları boyuyorum, hepsini
insanlar tek renk…
Hayvanlar dolaşıyor etrafta,
kimisine bacak çiziyorum,
kimisine mama.
Öpüyorum hepsini,
basıyorum bağrıma.
hayvanlar, en güzel renk…
Yetmiyor çıkıyorum dünyadan.
boyuyorum
gezegenleri, yıldızları, tüm galaksiyi.
Yörüngelerini çiziyorum kendi etrafıma
hepsi etrafımda dönüyor.
Tüm evren rengarenk…
Birden durup kalıyorum olduğum yerde
mıh gibi çakılıyor ayaklarım, renk seline.
Unuttuğum bir şey var
tüm renk cümbüşünün içinde
kendime bakıyorum,
simsiyahım.
Hiç renk bulaşmamış zihnime, bedenime
başkaları için renklendirirken hayatı
bir köşede unutmuşum kendimi.
Gülüyorum halime
hep böyleydim değil mi?
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!