Herkese merhaba. Lincime hoş geldiniz!
‘ Türk Edebiyatında 140 Şair 140 Şiir ‘ başlığı ile hazırlamış olduğum ve girişinde de “ bir OKUR olarak BENCE okunması gereken şairlerden şiir kitapları” açıklamasında bulunduğum 140 şairden oluşan bir liste yayınladım. Listeye şuradan ulaşabilirsiniz:
https://bikonusalimmi.com/editorun-sectikleri/turk-edebiyatinda-140-sair-140-siir/
Bu liste için iki gündür -şimdilik- birçok eleştiri okudum. Öncelikle eleştiren, fikir belirten ve faydalı bulduğunu söyleyen herkese teşekkür ederim. Birçok kişiden listede yer yer niteliği zayıf kitapların bulunduğunu belirten mesajlar da aldım. Yine bu liste sayesinde daha önce adını duymadığı şairler ile tanışan, hatta bu listeden birçok kitabı sipariş edip okuyacağını söyleyen, sipariş eden kişilerden mesajlar aldım. Bunlar beni en çok sevindiren mesajlar oldu.
Yazımın girişinde de belirtmiştim ki; bu liste, benim bir okur olarak beğendiğim, nitelikli bulduğum kitapların bir arada olduğu bir liste. Bu listeyi hazırlarken herhangi bir etnik, din ve mezhep ayrımı yapmadım. Aksine, şairlerin biyografilerine bakma gereği bile duymadan hazırladım. Bu listede bulunan şairlerin özel hayatları, tavırları, tutumları, ideolojik görüşleri, partileri hiçbir zaman göz önünde bulundurduğum şeyler olmadı. Olmayacaktır.
Yapılan eleştiriler, gittikçe linç boyutuna dönüşmeye başladı. Bu listeyi hazırlarken böyle bir şeyin olacağını elbette biliyordum. Çünkü kimi arkadaşlar, “ filancanın adı nasıl olmaz! ” dedi. Kimileri, sanki ‘Türk Edebiyatı’ söylemi, kendilerine tapulanmış gibi “ Bu söylemde bulunacak haddi kim sana veriyor! ” dedi. Bazıları da “ Sen ortaya ne koydun ki, tavsiye veriyorsun! Otur şiirini yaz! ” dedi. Eksiği var, fazlası yok bu söylemlerin.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum; bu listeyi hazırlarken hiçbir topluluğun, kişinin ya da kurumun da beğenisini göz önüne alarak ve ankette bulunarak bir yola çıkmadım. “ Filanca kişiyi neden listeye almadın? ” diye soran arkadaşlara cevaben; sizin beğenmiş olduğunuz ve bir kalıp olarak bu mecraya kabullendirmeye çalıştığınız kişileri de okuyup elbette beğendim. Lakin bugüne kadar bahsini etmiş olduğunuz kişiler, zaten kendi dönemlerinde seslerini duyurmuş kişiler. Sizler bu isimleri her yerde görmeye alışkın, görmeyince öfkeli bir boğa gibi sağa sola saldıran holigan tavırlı insanlar olduğunuz için bu listede onlar yok! Bilirsiniz işte, mahalle maçında top kiminse oynayanları o seçer. Bu top benimse, ben seçerim. Tribünlerden gelen kesici aletleri de pek umursamam. Bahsini ettiğiniz şair dostlarımız bu listede yok diye “ şiirleri niteliksiz ” sözüne maruz kalmadılar. Kendinizce çıkarmış olduğunuz manasız galeyanlara, yine kendiniz eşlik ediyorsunuz. Bu liste, keskin bir liste yahut ferman değildir. Hazırlanırken hiçbir açıklamasında “Bunlar şiirdir! Bunların dışında kalanlar müsvedde ve önemsiz metinlerdir!” diye bir tanım ya da iddia yoktur. Çünkü bu, tamamen benim kendimce/bence/bir okur olarak seçtiğim kitaplardır.
Eleştirinin dozunu kaçıran, hakarete ve aşağılamaya çalışan paylaşımları yapan birçok kişinin önce beni listesinden silip engellediğini ve sonrasında bu paylaşımları yaptığını fark ettim. Çoğunlukla aynı fikirde olmadığım ve bazı paylaşımlarını ‘ üslubumu bozmadan ‘ eleştirdiğim kişilerin, bu hengamede sahne aldıklarını gördüm. Acıdım, üzüldüm. Şu veya bu yaş aralığında kişiler ya da bunlar diyerek bir hedef belirtmiyorum. Belki de bu kadar çirkin ve bir edebiyatçının/şiir severin karakter yapısına yakışmayan söylemlerde bulunan arkadaşları ciddiye aldığım için kendime kızmalıyım. En azından okuyunca kendilerine acıdığım bu zavallılar için, bir sadaka niyetine bu açıklamayı yapayım. Aldığınız ödüller, çıkardığınız kitaplar, yayınlandığınız mecralar, tanıdığınız ustalar, akademik kariyeriniz, akademik yazılarınız, taktire şayan şiirleriniz vs. sizi siz yapan bütün yetilerinize yakışmayan bu söylemlerde bulunmanız, maalesef sizleri yine çamur bulaştırdığınız şiirinize karşı mahcup edecek. Çünkü tamamen kaos çıkarmak ve karalamak için yaptığınız bu paylaşımlar, inanın bana umurumda bile olmadı. Keşke sizler de yukarıda belirttiğim arkadaşlar gibi, yaptığınız eleştirileri usulünde ve adabında yaparak bir teşekkürü hak etmiş olsaydınız.
‘Türk Edebiyatında’ başlığına takılan arkadaşlarım; sanırım bu cümlenin tapusu, sizin elinizde bulunuyor. Öyleyse yayınlayın da bilelim. Birçoğu, listenin açıklama yazısını dahi okumadan, “Bu başlık atılamaz! Çizgiyi aşıyorsunuz! Sana bu yetkiyi kim verdi!” diyerek sağa sola dadanmaya başladı. Başlığın içeriğini okumadan ‘BENCE’ ibaresini de başlıkta görmek isteyen ve bugüne kadar istedikleri her zaman yerine getiren ağababalarının etkilerini ve despotluğu test etmeleri için yeni bir alan sahası açmış olduk. Kusura bakmayın ama yapmış olduğunuz “ Bizim derdimiz liste ile değil arkadaş, o başlık olmaz değişecek! ” paylaşımlar ve yorumlar, zaten sizin derdinizin artık şiir değil de kalıplar olduğunu açıkça belli ediyor. Bir derginin, yayınevinin, kitabevinin, apartman dairesinin, bahçeli evin, arabanın tapusunu alabilirsiniz ama kelimelerin ve şiirin tapusunu alamazsınız. Üzgünüm.
Şimdi gelelim bu hakkı ve haddi kimden aldığıma. Arkadaşlar… Bir eseri eleştirme, övme, abartma –usulüne uygun bir şekilde– önerme hakkını, bize yine eserin sahibi veriyor. Yazılan bir edebi metni kamuya açık bir şekilde yayınlamak, yine o eser hakkında okuyucuların fikir ve görüşlerini dile getirmesine izin vermektir. Bir metni aşağılamadan, beğenmediğini, eksik bulduğunu, kendisine hitap etmediğini dile getirmek, okuyucunun en doğal hakkıdır. Yine aynı şekilde o metni çok beğendiğini, eşsiz bulduğunu abartarak dile getirmek de okurun en doğal hakkıdır. Kimse şiirin kesin bir tanımını ortaya koyamaz. Sadece görüşler ve fikirler vardır. Kendi fikirlerinizin metinlerinizden daha çabuk kabullenmesi için gösterdiğiniz bu ısrara şaşıyorum. Bir başkasına “ sen otur şiirini yaz.” deme hakkınızı da nereden aldığınızı henüz çözmüş değilim. Bir OKUR olarak hangi kitabı, hangi şairi tavsiye edeceğimi sizlerden vizite alarak yapacağım kanaatine de nasıl vardığınız hususunda da merak içindeyim. “ Bu işleri yapmak için daha gençsin. Uzak dur.” nasihatlerini de yadırgıyorum. Okumanın, OKUR olmanın yaşının olduğunu ya da bir OKUR olarak beğenilerini dile getirmenin belli bir dönemi olduğunu da düşünmüyorum. Bahsi geçen listenin girişinde “Bir ŞAİR olarak” ibaresini kullanmadığım gibi ısrarla “Bir OKUR olarak” söyleminde bulundum. Listede bulunmayan yüzlerce hatta binlerce kitap hakkında ne bir hükmüm ne de bir reddim yoktur, olmayacaktır.
Son olarak; bu liste ve gelen eleştirilere, hakaretlere, poz ve ahkam kesmelere yaptığım ilk ve son açıklamadır. Hele ki geri dönüşü olmayan, kırıcı ve üzecek paylaşımlara karşı bu açıklama çok bile. Listeyi benimseyen, beğenen, beğenmeyeni zayıf bulan, güçlü bulan, eksik bulan, sağlam bulan, listeden yeni şairler tanıyıp memnun olan, tanıyıp da yanılan herkese teşekkür ederim.
Sevgiler…
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!