1960
Gece (Greece’e benzer)
Kamera: aydan aşağı doğru iniyor
Işık > ateş: o zamanlar aydınlık daha hakiki idi. Ay aydınlığı vardı. Çekmecede ay
saklardık
Ay ışığı ayıklardık geceden
Elektrik düğmeleri yasaktı severken birini: değil mi
Kandil alevi ateş olmak isterdi ve zeytinyağ gibi ağlardık
Sen: Marianne severdin
Ben: Merve severdim
1960
Gündüz (güze benzer)
Kamera: sol yüzümden yanaşıyor bana
Ses: cırcır
Ses: tuz
Altyazı: duygularının altyazısı başkaydı Leo. Tam olarak diyemedin aşkını. Kâlbinde
bir beyaz badana örtüsü.
Sesinde
Gök boyaçlı bir kuşun düşü. İçrende sürek bir iç savaş ve bordo organlarının hârbi.
En kâlbî ve harbî hislerin gitar tellerine kondu ve Montreal’e uçtu. Ucu açık bir kur
şun kâlem gibi ağlamak hep bana düştü ama Sen ve Marianne için.
Kamera: sağ yüzümden bana yanaşıyor
Ses kontrol: 1… 2… 1… 2…
Karides sesli bir yaz ve kızıl güneşin leşlettiği bir ikindi. Aşkı neyle konbin edebilirsin
ki
Ben: aşkı Merve’yle konbin ettim. Sense, Leo: çıplak renkte gezmeyi yeğledin aşkta
Oysa: Marianne, bir defile gibi geçti hayatından ve Sen, Leo, hayatından
bir hayal ve et gibi geçtin. Zırhla çekilmiş bir tin ve tenden.
1960
Öğleertesi
Ses: Küçük Aksel’in ağlaması
Kamera: Arkandan yanaşıyor
Sankiyse: bir dil öldürüm eder kendini Sende, Leo. Saçlarının ardı bile buna tanık.
Aşık
olmak
kalıtımsal bir hastalık. Sen ve Marianne için. Ve bu yüzden:
Hiçbir ilaç ya da ameliyat kurtaramayacak ikinizi
Ameliyatınızı: Merve’yle ve Ben yapsak bile. Hem de, İdra Adası’ndaki tüm tuzları
yaranıza bassak bile.
Kâlplerinizi
güneşe karşı
kurutulmuş sardalyalar gibi assak bile: kurtaramayacak aşkınız ikinizi.
Kamera: önden yaklaşıyor sana
Ses: Marianne’in konuşkanlığı
Renk: Sepya
Sarışın
Gözlerin, Leo, iki mezar gibi kapanıyor çünkü ağlamak artık: beton etkisi yapıyor S
ende
Zaten dilin de öyle intihar etmişti. Akdeniz’e
bir Karadeniz gibi bırakmıştı kendini.
O günden beri: Marianne diyemedin hiç. Bir tek seviyorum diyebildin bütün kadın
lara
çünkü Sen’i Marianne’de rehin bırakmıştın.
1960
Kamera: kapandı
Ses: Nefesin
Renk: Beşiktaş
Artık yavaş yavaş toplanalım. Marianne’in Oslo uçağı kalkacak birazdan. Merve’yle
Ben
zaten
İstanbul’a uçuyoruz. Sense, Leo, Londra dinletine çıkacaksın az sonra. Taşa sürten
sesinle 14 şarkı söyleyeceksin.
On beşinci şarkın: Marianne olacak. Çünkü, bütün hitlerine rağmen,
Marianne’i repertuarına ilk ve son aşk
olarak Sen kaydettin.
Ama kaybettin, Leo.
O’nu ve kendini. Ve Seni Seviyorum demeyi en çok ihtiyaç duyduğun aşkta.
Zaten
Marianne’den sonra
Senin için aşk: bir kâlp 31’iydi*
205 £
*kâlbî bir 31’di de olabilir.
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!