sonsuz güzelliğin altını kanla çizdiler
duyuluyor ağrısı sözcüklerin
annelerin kayalar parçalayan gözleriyle
yoksul heyecan ırmağı parıltısı sanki
kızgın hakikati ıslatmaya çalışan binbir söylem
her tanımsız çığlık bütün bir tarihi canlandırıyor
aynı oyun aynı sahne değişmiyorken gündem
bir çöl yorgunluğu geçtiğimiz her yer
neye açılırsak onunla kapanıyoruz
yüksek bir keyif telaşıyla
bahar huylu gülümseyişlerle geçmiyor günler
bir çocuğun kanıyla yazılan fatura
gürültülü bir cenazenin çivili manşeti
adresimizde tedirgin harflerle bizi bekler
harfler binlerce ormanın yanışı içimizde
kim kime seslenecek olsa
bütün şehir teyakkuzda
acemi sevgiler taşıyanın göğsünde
soluk bir cesaret
çünkü camdan korkuluk çıkıyor karşısına
kalbindeki taşla sevmeler sokağına girenin
iğfal edilmiş bir saflık kaldı sırtımızda
sicili temiz sanılır
mağrur yaşamak şehvetini gök gibi taşıyanın
gökten hızlı yaşlanacağını bilmeyenin
temiz kalmadığı gibi gökten taşlayanın
kirsiz bir yolculuğu sadece yerde düşleyenin üstünde
kurumuş güzellik gölünün çirkin tuzu kalır
derin bir uyku açlığıyla ağırlaşan yaşamanın vergisi
sonsuz uykunun yürürlüğe girmesiyle kaldırılır
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!