Orospunun teki yüzünden bugüne kadar bildiğim her şeyi unuttum ben. Sevmeyi, sarılmayı, öpmeyi, güvenmeyi, sevmeyi, korumayı, kıskanmayı, el ele tutuşmayı, derin derin bakışmayı, bakıp ne hissedeceğimi… Hissetsem dahi bunun bir tehdit mi, korku mu olduğundan emin değilim. Hissin, hissetmenin nasıl bir şey olduğunu unuttum.
Bildiklerim: Hiç kimseye, asla, hiçbir zaman, hiçbir şart altında güvenme, inanma, sevme, vicdan ve merhamet gösterme.
Bunları yapmaya çalışıyorum: Kötü biri olmaya çalışıyorum ben. Ve şunu çok iyi biliyorsun ki; hiçbir zaman olamayacağım. İşte bu yüzden yasalarım var.
Üstü kapalı bir soru soruyorsun, üstü kapalı bir yanıt vermiyorum. Sana diyorum ki: Ben yokum. Hiç yokum.
Seni öptüğümde ne hissediyorum, biliyor musun? Korkuyorum. Sana sarılıp uyurken korkuyorum. Bunları yapmayı seviyorum, iyi hissediyorum, çok iyi hissediyorum. Ama kırılıyorsun. Kırılmayı tercih ediyorsun. Kırılıyorsan, üzülüyorsan, bunu yapıyorsam şunu bil: Bana asla zarar veremezsin. Artık bana hiç kimse zarar veremez. Soğuk bir duvar için sımsıcak gözyaşları dökmeye değmez. Ama sen o duvara yumruk atıyorsun. Delip geçmek, yıkmak, bu tarafa gelmek istiyorsun: Daha önce o tarafa geçmek için de aynılarını yapmıştın, ben kapıyı açmıştım ve sen çıkmıştın. Sanıyorsun ki bu duvar yıkılırsa halklar birbirine kavuşacak, her şey çok güzel olacak.
Bu duvar yıkılırsa, gideceğim. Bu duvar yıkılırsa, çok ama çok uzaklara gideceğim. Beni burada, bu hayatta, insanların içinde tutan tek şey bu duvar. Bu duvar yıkılırsa, -dibindesin- altında kalacaksın. Bu duvar yıkılırsa uzakta olanlar, bu duvarı daha önce yıkmış, kırmış, delmiş olanlar merhamet bulacak, vicdanları rahatlayacak, ödüllendirilecekler. Bu duvar, yıkılmayacak. Turistlerim, beni görmeye gelecek. Şatomun tepesinden onları seyredeceğim. Daha önce öteki tarafa geçmek için bu duvara etmediğini bırakmayan herkes, duvarın bu tarafında olmak isteyecek. Duvarın bu tarafında bana kalan tek şey; koca bir karanlık. Körlükten yolunu bulamazsın. Kırıklardan, çatlaklardan, yıkıntılardan bir bir ışığımı kaçırırlarken ben, son ışıklarımla ördüm bu duvarı. Neyse ki artık karanlıkta da görüyorum. Duvarın öteki tarafındaki ışık, beni rahatsız ediyor artık. Artık bu karanlığa ışık girsin istemiyorum. Çünkü elbet gidiyorlar. Siktirin gidin. Bu karanlıkta ışık istemiyorum!
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!