Aşktan ölür müsünüz yoksa?
Zaman aramızda izlerdi, kördü son öpücük
Kondururdu yanağına ıslaklığını damla
Gözyaşı sanardı bir tren, hep giderdi bu yüzden
Üzgünlerden yol alırdı demir yolları, belki şehirlerden.
Sıkıştırılmamış ve analog aşkımız,
Yoktu bekleme salonları, dünyalar, uzaylar
Uzayan çilekli bir sakız. Çünkü değildik
Gereksiz büyüktü bahar, kar bir bulut gezdirdik.
İkimiz de kısaydık, perdeler asılmazdı
Dualardan görünmezdi yüzüm, senin yüzün şaraptan.
Hani yağmura yakalanırdın, hiçbir hatıra giremezdi içeri sonra
Kalbim yalnız onu hatırlardı.
Kalbimiz birdi, bilirdik
Yaz gelince koşulur, kışın soyunan ağaçlara çalı toplamaya.
Akşamları bir kadeh, sarılmış sigara
Senin bakışını anımsatmıyor şimdi, mevsimsiz iç duvarlar
Onlara bakıyorum, kendim için.
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!