-benden kül
ateş de benden –
geldiğin yer
toprak duvar
kuştüyü yastık
değil mi zaten
gözü büyümüş, ağzı oval şu aklımın
yarı kaçık zührevi çiçekleri
ve altında aydın ve çığırtkanlığı
nakarata yaklaştıkça artan
peygamberdevesi şarkıları
renk renk mantarları şemsiye bellemiş
bir kraliçe, bir de işçi
zaten adın, adıma
değmez diye devrim
veya devinim
benim zaten bir dala tutunamayışım
bir daldan sayılmayışım ateşten
kanadı olgunluk seviyesine taşıyan
el ense yapan iri yapılı rüzgardır kardeşim
gezinen hoyrat/yaramaz et yiyici bitkilerini
soğandan sayanım, benim efsanem, eyh!
orman da benim içimden
kendimden doğan da
öptüğün zaten
kavak arslanı
soğandan zürafa
değil mi zaten
-benden kül
ateş de benden-
kenan albustanlı
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!