benim belki gündüze küsmem
atlatılmaya çalışıldıkça uzayan bir akşamla açıklanır
sararmış yanlarında yaşam aramaya çalıştığım ölüm
pencereden sarkan yılgın bir eşyanın son gördüğüdür
benim belki hüzne sığınmam ve ancak
bin dokuz yüz sonları bir doğumun doğrusudur
fetret veya milattan
yeni gün veya geçer zaman gibi bahis açmadan
bilinir o yoğun, sıvı kalabalık tarafından
yanlı bir tutumda iz aranmaz hakikatten
düşülen o saplantılı sanrıdan
geriye kalsa kalsa
meydanlar dolusu zayi hukuk kalır
sonra kaba konan su yorgunluğu düşer payınıza
sonra kapla biçim almış gibi özenli ve kendisi dışında
sonra gizsiz mahremdir içinde olduğunuz
sonra hiçe sayılmış benliktir aslolduğunuz
benim belki sizden olmamam veya
budayarak büyüttüğüm bir ağacın sonsuzluğudur
insan sınırsız ve eskidir
kum kadar çoğul bir soydan gelir
taşın yaratılışından öncedir geçmişi
zamandan çok daha önce
benim belki bütüne küsmem
iki yarıma olan mesafemle ölçülür
yarının kaybettiği
dünün unuttuğudur.
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!