Her yerden bir sen çıkıyorsun
dağılıyor o vakit kurşun rengi
-baştan aşağı her yer gri-
Gözlerinin rengi mi bu?
Belki saçlarının
Belirsizliği çağırmıyor zihnime
Kavuşmalarımız mahşere mi kalıyor?
Bunu da uydurduğumuz iç konuşma tekniğimiz
Ve hiç konuşamadıklarımız anlatıyor.
İşte sen görünüyorsun
-çok yakınımda-
ve benim hipermetrop gözlerim iyileşiyor.
Alışmışım sonuçta, çıkarmıyorum gözlüğü.
Konuşuyorsun;
ben dinlemeyi, konuşmayı,
sonra da anlamayı
-evet hepsini birden-
Her nasılsa aniden, unutuveriyorum.
Başkasıyla konuşuyorsun,
işte ben o zaman insanları sevmiyorum
seninle konuşan insanları
kendimi sevmiyorum,
senin insan olduğunu unutuyorum.
Kokunu duyuyorum, buradasın.
Hayatımın sonuna dek yetecek
bir soluk alıyorum o vakit.
Belki senin nefesin de
karışmıştır havaya diye.
İşte o zaman,
en sevdiğim şiir kitabımın
arasına koyduğum çiçek,
-kırmızı bir karanfil-
kurumuyor şiirlerin arasında.
Senin nefesin hayat verdi;
bana, kırmızı karanfile ve şiirlere.
Sayende hepimiz hayattayız
ve sen bunu bilmiyorsun.
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!