bir şarkı çalsın bu şehrin korkusunu
sessizliği bir bağlama bozsun
yabancı bir ses değsin duvarlarıma
kendi içimde oluşsun çatlağım
hüznüm kendi içimde
çünkü çocuklar gülmüyor burada komiserim
epeydir çıkmıyor şehrimin gamzeleri
bir İbrahim sıkıyor toprağımı
İsmail deniyor, -billahi ayıptır-
inancın olsun kursağımda ağ örüyor öfke
bir yaraya aynı kabuk iki defa uğramıyor
evden erken çıkıyorum
hayatlardan erken
yataktan ve tenlerden erken
yine de yetişemiyorum böğrümdeki ağrıya
yazılması muhtemel şiire
düşündükçe hayıflanmakta haklıyım
harlandıkça dilemekte yağmuru
oysa kalbimde çisilti, aklımda kir
elimde bulut bilmedim ki hayatta kalmayı
yaşansın dendi
yaşadı sesim, kokum ve
sıkıntılı bir fikir gibi gezinen aylak kan damarlarımda
evden erkil çıkıyorum
eve dönüyorum kirimi temizlemiş yüzlerce anne
sıktığım toprağın iniltisi çıkıyor yanaklarımdan
yürüdüğüm rüzgârın kuşkusu saçlarımda
neden!
muhatap aramakta usta sözlerim
gecenin köründe nöbetçi eczane bulmakta acemiyim
bir şarkı çalınsın
gülsün çocuklar yeniden sokaklarda
eve döneyim, erken terk edeyim erkliğimi
beni de ıslatın öfkenizle, şemsiyesiz kalayım
gövdemi ağartsın muhatabımın doktorları
ve sesimi pazar tezgahına serdim
siz yine de arkadan seçtiniz, ilk sözüm çürük diye
ağzımdaki kusurlu adları
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!