Yeni Kentte İlk Gün – Bi Konuşalım Mı Sanat, Edebiyat ve Hede Hödö Platformu
  • Künye
  • Yazarlar
  • İletişim
Çarşamba, Ocak 20, 2021
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
E-Dergi (6. Sayı Çıktı!)
Bi Konuşalım Mı?
-4 °c
Ankara
-4 ° Wed
-1 ° Thu
1 ° Fri
2 ° Sat
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Tümü
    • Ekonomi
    • Eleştirel
    • Haberler
    • Siyaset
    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Karanlığın Sitemi

    Karanlığın Sitemi

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Katil

    Katil

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    2 Milyon Çocuk İşçi

    2 Milyon Çocuk İşçi

  • Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Görsel Sanatlar
    • Karma Sanatlar
    • Modern Sanat
    • Müzik
    • Sanat Akımları
    • Sanatçılar
    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    aynada otopsi – vııı

    aynada otopsi – vııı

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    geceler bana zulmü öğretiyor

    geceler bana zulmü öğretiyor

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

    eighteen to nine

    eighteen to nine

  • Medya
    • Tümü
    • Biyografi
    • Makale
    • Röportaj

    Mehmet Ulusoy (Carlos) ile Tiyatro, Kültür, Sanat Üzerine

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

  • Dijital
    • Tümü
    • E-Spor
    • Oyun
    • Teknoloji
    • Twitch
    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Dumbledoge, Zeitnot Hakkında Açıklama Yaptı!

    B100 Games ile Türkiye’deki Oyun Sektörüne Dair Konuştuk

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

  • Eğlence
    • Tümü
    • Dizi
    • Film
    • Mizah
    • Müzik
    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

  • Spor
    • Tümü
    • Takım Sporları
    Melankolik Futbol

    Melankolik Futbol

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

  • Yaşam
    • Tümü
    • Astroloji
    • Felsefe
    • Kişisel
    • Moda
    • Sağlık
    • Yemek
    Kaçış Bileti

    Kaçış Bileti

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Issız Ada: Dünya

    Issız Ada: Dünya

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    AGORA PHOBUS*

    AGORA PHOBUS*

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

  • Sepet
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Tümü
    • Ekonomi
    • Eleştirel
    • Haberler
    • Siyaset
    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Karanlığın Sitemi

    Karanlığın Sitemi

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Katil

    Katil

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    2 Milyon Çocuk İşçi

    2 Milyon Çocuk İşçi

  • Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Görsel Sanatlar
    • Karma Sanatlar
    • Modern Sanat
    • Müzik
    • Sanat Akımları
    • Sanatçılar
    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    aynada otopsi – vııı

    aynada otopsi – vııı

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    geceler bana zulmü öğretiyor

    geceler bana zulmü öğretiyor

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

    eighteen to nine

    eighteen to nine

  • Medya
    • Tümü
    • Biyografi
    • Makale
    • Röportaj

    Mehmet Ulusoy (Carlos) ile Tiyatro, Kültür, Sanat Üzerine

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

  • Dijital
    • Tümü
    • E-Spor
    • Oyun
    • Teknoloji
    • Twitch
    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Dumbledoge, Zeitnot Hakkında Açıklama Yaptı!

    B100 Games ile Türkiye’deki Oyun Sektörüne Dair Konuştuk

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

  • Eğlence
    • Tümü
    • Dizi
    • Film
    • Mizah
    • Müzik
    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

  • Spor
    • Tümü
    • Takım Sporları
    Melankolik Futbol

    Melankolik Futbol

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

  • Yaşam
    • Tümü
    • Astroloji
    • Felsefe
    • Kişisel
    • Moda
    • Sağlık
    • Yemek
    Kaçış Bileti

    Kaçış Bileti

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Issız Ada: Dünya

    Issız Ada: Dünya

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    AGORA PHOBUS*

    AGORA PHOBUS*

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

  • Sepet
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Bi Konuşalım Mı Sanat, Edebiyat ve Hede Hödö Platformu
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Home Sanat Edebiyat

Yeni Kentte İlk Gün

yazan Cabir
Haziran 14, 2020
içinde Edebiyat, Sanat
1 0
0
Yeni Kentte İlk Gün
23
SHARES
125
VIEWS
Facebook'da PaylaşTwitter'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

 

Ufak tefek bedeni yanındaki kocaman cüsseli ve sürekli bir şeyler yiyip duran kadının vücudunun kendi koltuğuna taşmasıyla iyice büzülmüş, neredeyse otobüsün camına yapışmıştı. Kadın durmadan bir şeyler anlatıyor, o ise ilgili görünmeye çalışıp yalnızca kafa sallıyordu. Hep öyle olurdu, bir yerden bir yere giderken hep çok ve boş konuşan tipler denk düşerdi yanındaki koltuğa. Cüsseli kadın ayağının dibinde duran pazar çantasına benzeyen poşetten şeker sucuğunu çıkartıp kadına doğru uzattı, ötekisi kafasını telefonun ekranından kaldırıp  teşekkür etti sonra yeniden ekrana dalıp gitti. Aklında, bir an önce varılması gereken yere varıp birkaç sigarayı peş peşe içmek vardı.

 

Otobüs, keskin virajlı Belen yokuşunu inmeye başlarken midesi bulandı. Otobüsün klimaları çalıştığı halde alnında domur domur terler birikmişti. İnişin ortalarına geldiklerinde, güneşin altında yemyeşil bir sonsuzluk gibi duran Amik Ovası’nı gördü, Çaldıran’ın sonsuz ve soğuk  beyazlığıyla ovanın sımsıcak yeşilini kıyasladı. Elindeki şeker sucuğunu bitirmiş, muavinden su istiyordu yanındaki. Muavin bıkıp usanmıştı, istekleri bitmeyen bu iri cüsseli kadından. İçinden, “Zıkkımın kökünü de ye, emi!’’ diye geçirdi, suyu getirip kadının eline tutuşturdu. Kadından kurtuluş yoktu, durmadan bir şeyler anlattığı yetmezmiş gibi bir de üzerine abanıp duruyor, tombul gevşek memeleriyle de daracık omzunu sıkıştırıyordu. Bin kilometrelik yolculuğun yorgunluğu, bilinmezlik, yanında durmadan konuşup tıkınan ve kendisini sıkıştıran kadın, ayak kokuları, uykusuzluk, çocuk viyaklamaları,  hemen her şehir ve ilçede durup yolcu alıp indiren bu otobüs onu iyice germiş ve bu gerginlik de midesine vurmuştu. İnişin sonuna doğru otobüs ovayla bütünleşmiş, homurtular içerisindeki makine ovanın yeşil damarlarının içlerine doğru yol almaya başlamıştı. Manzara az da olsa midesinin ağrısını dindirirken yine de “Şimdi bir karbonat olaydı, iyiydi.” diye düşündü.

 

Durup durup muavine ineceği yeri hatırlatıyordu, muavinse kırık ve şiveli Türkçesiyle “Tammam bayaan, az kaldı, az kaldı.” deyip duruyordu. Ama ne yolun biteceği, ne de iri cüsseli kadının susacağı vardı. İçinden “Nazlı ve sevgilisi Naim, inşallah ev işini halletmişlerdir.” diye geçirdi. Mutlaka bir aksilik çıkardı – alışkındı – ama en azından az aksilik çıksın istiyordu. Tayin olduğu bu taşra kentinde tanıdığı tek kişiydi, Nazlı. Dostlukları eskiydi, çok severdi onu. Birbirlerinin her şeylerini bilirlerdi. Çok ağlamışlıkları, gülüşmüşlükleri vardı. Her şey bir kenara, en azından Nazlı ona önyargılı davranmıyor, arkasından iş çevirmiyordu. Bu bile çok önemliydi onun için. Kente yaklaştıkça, kontrol noktalarının çoğaldığını fark etti. Bu durumun Suriye iç savaşı ve kaçakçılıktan kaynaklı olduğunu sonradan öğrenecekti. Gerçi görev yaptığı Van’dan da alışıktı bu duruma ama yine de garipsedi.

 

“Evvet, Mira Market’te inecekler hazırlansın.” diyen muavini duyunca, içindeki ferahlamayı hissetti. Yanındaki kocaman kalçaları ve tombul gevşek memeleriyle kendisini durmadan sıkıştıran bu kadından kurtulduğu için şükrediyordu. Otobüsten iner inmez, çantasından minyatür bir oyuncağı andıran Rothmans  marka ince sigarasını çıkartıp yaktı. Sigaradan ilk nefesi çekip sanki bu berbat ve sıkıcı yolculuğun yükünü atmak ister gibi ciğerlerindeki dumanı sıcaktan kaynaşan havaya savurdu. Eylül ayı olmasına rağmen sımsıcak bir yelin, hışımla elinden, yüzünden, koltuk altlarından ve her an terlemeye hazır alnından geçtiğini hissetti; hisseder hissetmez vücudundaki tüm ter bezleri, sanki yetişmeleri gereken bir yer varmış  gibi birden harekete geçti. Muavin bavulunu bulmaya çalışıyordu; çuvalları indiriyor, çantaları yana çekiyor, arada “Sizin bavul ne renkti bayan? ” diye soruyor, sonra yine aramaya devam ediyordu. Birinci sigara bitmiş ikinciyi yakmaya hazırlanırken, nihayet muavin kırmızı bavulu bulmuş, otobüsün yan kapağını alelacele kapatıp otobüse atlamıştı. Otobüs hareket edip kendisini sıcak toz bulutu ve egzoz dumanının ortasında bıraktığında, nasıl bir yerde olduğunu kestirmeye çalışıyor, merakla sağa sola bakınıyordu.

 

Nazlı ve sevgilisi, onu almaya geldiklerinde sıcaktan bayılmak üzereydi. Her şeyi etraflıca düşünmüş taşınmış, Google’dan ve Nazlı’dan kentin özelliklerini, yapısını, gezilip görülecek yerlerini, tarihi yerlerinden müzelerine kadar araştırıp dinlemiş fakat denize kıyısı olan bu kentin bu kadar sıcak olacağını kestirememişti. Beklerken sigara üstüne sigara yakmış, yakıcı sıcağın etkisiyle harekete geçen ter bezlerinin çalışkanlığına hayret etmişti. Alnından ter damlamıyor adeta fışkırıyordu; silebildiği kadarını mendiliyle siliyor, silemedikleri alnından boynuna iniyor, oradan kendine bir yol bulup memelerine, sonra da ta karnına kadar iniyordu. Tişörtü sırılsıklamdı, sanki sağanak bir yağmurun altında kalmışçasına iç çamaşırlarına kadar ıslanmıştı. Midesindeki yanmaya aldırmadan Nazlı’ya “N’olur önce bir çay içelim.” dedi. O da “Sana tutacağımız ev yakın, hem evin olduğu sokakta her yer kafe kaynıyor oturur orda içeriz.’’ dedi. Sokağa girene kadar etraflıca sağına soluna bakındı, bütün taşra kentlerinde  olduğu üzere üniversitenin etrafına kurulmuş iğreti bir mahalleyi andırıyordu. En azından ilk izlenimi böyleydi. Semtteki her şey, öğrencilere göre dizayn edilmişti. Yol boyu dışardan yaldızlanmış, içerde metrekareden kazanılmak için daraltılmış, eşyalı eşyasız, zevksiz apart ya da apartmanlarla doluydu. Her apartmanın altında da ya bir nargile kafe ya da metropoldeki benzerlerine uydurulmaya çalışılmış ama yine de sakil duran, egzantrik isimli eğlence mekanları vardı. Lokantalar, tekel bayiler, oyun salonları, çamaşırhaneler her apartmanın altında yerlerini almış, müşterilerini bekliyorlardı. Bugünden sonra kendisi de bu lokantaların, dükkanların, kafelerin müşterisi olacaktı. Bütün iğretiliği ve keşmekeşliğine nazaran yine de bir iki kafe ve tek bir caddeden oluşan Çaldıran’dan iyidir diye düşündü.

 

Nazlı’nın sevgilisi olacak adam, durmadan bir şeyler anlatıyor fakat o söylenilenleri duymuyordu, aklında devinip duran düşüncelere dalmış gitmişti. Yeni bir başlangıç yapmaya geldiği bu kentte nelerle karşılaşabileceğini hesaplıyordu. Yorulmuştu ve hemen çay içmek istiyordu. Diğerlerine göre daha sessiz bir kafeye oturdular, adam hala konuşuyor, bilgiçlik taslıyor, her şeyi ben bilirim havalarında söylenen her şeye burun kıvırıyordu. Sevmiyordu bu adamı, belli ki sonrasında da bu fikri değişmeyecekti. Bu yaşı geçkin, sözde solcu adamı sevememişti, ayrıca meslektaşı olan arkadaşına da yakıştıramıyordu bir türlü bu kendini beğenmişi. Halbuki arkadaşı güzel, genç ve akıllıydı. Ayrıca devlet memuru olduğu için taşraya göre iyi de para kazanıyordu. Ama yine de vazgeçmiyordu bu geçkin, burnu havada adamdan. Aman “Neyse, ne.” diye düşündü. İkinci çayını ve üçüncü sigarasını içerken “Sanki benim bulduklarım, çok mu matah şeyler! ” diye aklından geçirdi. Üçüncü çayı söylediklerinde Çaldıran’da kalan sevgilisini arayıp iyi olduğunu bildirmek istedi, sonra vazgeçti. “Hele şu ev işini bir halledelim de daha sonra ararım.” dedi. Aşık değildi ama seviyordu adamı; iyiydi, hoştu fakat ilişkilerinin başlangıcından bu yana birçok şey değişmişti. Yoksa sevgilisinin orada kalmak zorunda olduğunu bile bile tutup buraya tayinini ister miydi?

 

Sokağın sonuna doğru kafelerin dip dibe ve yüksek volümlü dandik pop şarkılarla birbirlerine nispet yapıp müşteri çalma derdine düştüğü yerin tam ortasındaydı apart-apartman karışımı bina. Kafelerin önünde lüks araçlar, yaptıkları makyajdan yüzleri görünmeyen üniversiteli kızlar, havailikleri üzerlerine oturmamış ama yine de  son moda giyinmiş erkekler,  genç kızları tavlamaya gelmiş sonradan görme orta yaşlı adamlar, itler, kopuklarla dolu bir kalabalık dolaşıyordu. Daire, ilk kattaydı. Bu iyiydi ona göre. Fakat iyi olmadığını gece anlayacaktı. Uzunca bir koridorda sağlı sollu dizilmiş dairelerin en sağındaki kapıyı açtıklarında, leş gibi bir mutfak karşıladı onları. Mutfağın içinde iki sandalye, bir masa ve ortalıkta gezinen hamam böceklerini gördüler. Böcek lafına bile ifrit olan kadın, ortalıkta çekinmeden dolaşan hamam böceklerini görünce neredeyse evi tutmaktan bile vazgeçecekti. Fakat geç kalmıştı ve fazla bir alternatifi de yoktu. En azından bir süre burada oturmak zorundaydı. En nefret ettiği şeydi böcekler ve sevmediği her şey gibi yine gelip burnunun dibinde bitmişlerdi. Hayır yani bundan daha kötü evlerde oturduğu da olmuştu ama böceklerle iç içe yaşamak, ona göre korkunç bir şeydi.

 

Nazlı’ya ve sevgilisine baktı. Nazlı mahcup, sevgilisi arsızdı. Sürekli, olur, oldurulur, halledilir filan gibilerden bir şeyler geveleyip duruyordu. Arkadaşıyla sevgilisi arasında gelişebilecek bir kavgayı önlemek için sesini çıkarmayıp susmayı tercih etti. Daire, iki oda ve ne mutfağa ne de salona benzemeyen bölümüyle toplamda normal bir evin tek odası kadar yer kaplayan bir yerdi. Odalardan birinde eski bir karyola ve kirli bir yatak, bir de sağı solu gevşemiş, dandik bir malzemeden yapılmış olduğu her halinden belli olan bir gardırop vardı. Diğer oda da ise taşınan kişinin terk ettiği birkaç kırık dökük eşya.

 

Telefonla sağ sol arandı, emlakçı bütün aksaklıkları halledeceğine dair söz verdi, kırmızı bavulu dairenin içinde bırakıp yemek yemeye indiler. Yalnız her şey bir yana, kadın normalde bile çok terliyor olduğunu hatırlayıp bu sıcağı yapışkan memlekete nasıl alışacağını bilemedi bir türlü.  Yemekler yendi, hayli çay ve sigara içildi, kadın durduk yere yine arkadaşının sevgilisinden nefret etti. ‘’Yarın görüşürüz.’’ deyip ayrıldılar. Apartmana girmeden tam karşıdaki market-tekel bayi karışımı yerden iki paket sigara, birkaç atıştırmalık ve su aldı. Bir an önce duş alıp, en azından yenisini alana kadar o kirli yatağın üzerine kendi çarşaflarından serip uyumak istiyordu. – Sonra çarşafı atardı nasıl olsa. –  Dairenin kapısını çekinerek açtı, hamamböcekleriyle karşılaştı, sunturlu bir küfür savurdu. Nazlı’nın sevgilisine de sövdü, emlakçıya da, şansına da. Odaya geçip kırmızı bavulunu yere yatırıp, bavulun fermuarını açınca kalakaldı. Bu bavul, kendi bavulu değildi. Kendi bavulunun  aynı modeli, aynı rengiydi fakat eşyalar farklıydı. Belli ki muavin aceleyle karıştırmış, o da sigaranın derdine düşmüş ve dikkat etmemişti. Ne olacaktı şimdi?

 

Nazlı’yla, otobüs firmasıyla, firmanın merkeziyle bir sürü nafile telefon görüşmesi yaptı. Bir sonuç alamadı. Beklemekten başka bir çare yoktu. Terli, yorgun ve sinirliydi. Dahası, babası durmadan arıyor ayrıntılı sorularla ‘’Ne yaptın, nasıl oldu, kim, nerede?’’  diye başlayan bir sürü sorgu sual ile kadını bunaltıyordu. Neyse ki sevgilisi aramamıştı. Bir de onunla uğraşamazdı bu hengamede. Oysa neler kurmuştu kafasında buraya gelirken. En azından geçmişin ağır yükünden uzaklaşmak, yeni bir başlangıç yapmak, yüreğini sıkıştıran bütün lanetli hatıraları unutmak. İşlerini halledecek birileri mutlaka bulunan, işveli bir gülücükleriyle tüm kapılar ardına kadar açılan, söyledikleri bütün yalanlara inanacak bir sürü şapşal erkek bulan, sınavları tek seferde geçen, koca adayının en saftiriğini anında anlayan, kendilerine kul köle olan erkekleri parmaklarında oynatan kadınları düşündü. Yok, kendisi öylelerinden olmamıştı hiçbir zaman, hem güzel ve anlamlı olan şeyler bu kadar kolay gerçekleşmezdi ki ona göre.   Bu kadar hengamenin arasında telefonu şarja koymayı da unutmuştu, batarya bitti bitecekti. Telefonun şarj kablosunu, mutfaktaki prizlerden birine taktı, masayı da prizin yanına çekti, çaresiz, kirli ve asabi bir ruh haliyle kendini sandalyeye bırakıp bir sigara yaktı.

 

Epey zaman sonra masadan kalkarak,  yola bakan odaya girdi, yatağın kenarına iğrenerek ilişti ve dışarıyı izlemeye koyuldu. Hava kararmış, sokak daha bir hareketlenmiş, müziğin volümü yükseldikçe yükselmişti. İçinden aşağıya inip bir bira içmek geçti, yorgunluğunu ve kirli oluşunu hatırlayıp vazgeçti. Tek tek insanları izledi, onların hareketlerinden, yüz mimiklerinden karakteristik çıkarımlar yapmaya çalıştı. Yılışık pop şarkıların arasından sevdiği şarkılara yakın bir ezgiyi ayırt ettiğinde usulca eşlik etti. Arada telefonu kontrol edip yeniden yerine döndü. Bu arada hep terledi, yarın büyük ihtimalle koltuk altları ve vücudunun muhtelif yerleri pişecekti. Sokaktan sıkılıp müzikten de başı şişince masaya geri döndü. Eline telefonu aldı, bir iki mesaj attı, birkaç internet sitesine girip çıktıktan sonra telefonu tekrar masaya koydu. Yarın günlerden Pazar’dı, yapacak çok bir şey yoktu. Pazartesi de gidip müdürüne görünmesi gerekiyordu. Peki bunca iş güç ne olacaktı? Evi temizlemesi, yeni eşyalar alması, kayıp olan bavulunu bulması gerekiyordu. Bütün aksiliklerin ilk günden bu kadar üstüne gelmesi ürkütürken, sokak tüm gürültüsü ve debdebesiyle birbirinin devamı olan vagonlar gibi gecenin içine akıp gidiyordu.

Kaynak: Görsel: Kathleen Jennings
Etiketler: Çağdaş Türk EdebiyatıEdebiyatÖyküTürk Edebiyatı

Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!

Abonelikten Çık
Cabir

Cabir

İlgili Gönderiler

SADECE ŞİİR
Edebiyat

SADECE ŞİİR

Ocak 19, 2021

  *Bu yazı, Kasım – Aralık 2019 yılında Vurgu Edebiyat dergisinin 3. sayısında yayımlanmıştır.     Popüler Kültür dergileri, son on...

aynada otopsi – vııı
Deneme

aynada otopsi – vııı

Ocak 3, 2021

  şimdilik bana tanınan sınırlara üzgünüm. özgürlüğün tanımını yapmanın zor olduğu neş’esiz meşgale günlerim. keçilerinden gına gelen meşesiz bir patikadayım....

Sonraki Gönderi
itham ya da tuhaf şeyler takvimi – altı

itham ya da tuhaf şeyler takvimi – altı

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gizlilik Politikası'nı kabul ediyorum.

Önerilen

Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

5 ay önce
raw – 110320

raw – 240320

10 ay önce
Facebook Twitter Instagram RSS

Kategoriler

  • Astroloji
  • Bi Konuşalım Mı
  • Biyografi
  • Deneme
  • Dijital
  • Dizi
  • E-Spor
  • Edebiyat
  • Editörün Seçtikleri
  • Eğlence
  • Ekonomi
  • Eleştirel
  • Felsefe
  • Film
  • Görsel Sanatlar
  • Gündem
  • Haberler
  • Karma Sanatlar
  • Kişisel
  • Makale
  • Medya
  • Mizah
  • Moda
  • Modern Sanat
  • Müzik
  • Müzik
  • Öykü
  • Oyun
  • Psikoloji
  • Roman
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Sanat Akımları
  • Sanatçılar
  • Şiir
  • Siyaset
  • Spor
  • Takım Sporları
  • Teknoloji
  • Twitch
  • Yaşam
  • Yemek

Hakkımızda

Öyle kafamıza estikçe her konudan yazıyoruz. Fikirlerinize önem vermiyor ve ölü taklidi yapmaya bayılıyoruz. Ayrıca ayrı yazmadığımız her de, da için de bir fidan dikiyoruz. Daha napalım ?

Bi Konuşalım Mı Ekibi

Copyright © 2019 Bi Konuşalım Mı?, All Rights Reserved.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Sanat
  • Medya
  • Dijital
  • Eğlence
  • Spor
  • Yaşam
  • Sepet

Copyright © 2019 Bi Konuşalım Mı?, All Rights Reserved.

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifreni Mi Unuttun? Kaydol

Kaydolmak için aşağıdaki formları doldurun

*Websitemize kayıt olarak Şartlar & Koşullar ve Gizlilik Politikası'nı kabul etmiş olursunuz.
Tüm alanlar zorunludur. Giriş

Şifrenizi alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş
Size daha iyi, hızlı ve güvenli bir kullanım sağlamak amacıyla web sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Çerez ayarlarıKABUL ET
Gizlilik & Çerez Politikası

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these cookies, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may have an effect on your browsing experience.
Necessary
Always Enabled

Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.

Non-necessary

Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.

Bu web sitesi çerezleri kullanmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek, kullanılan çerezleri kabul etmiş olursunuz. Çerez Politikalarımızı ziyaret edin.