Yitik Adam – Bi Konuşalım Mı Sanat, Edebiyat ve Hede Hödö Platformu
  • Künye
  • Yazarlar
  • İletişim
Perşembe, Ocak 28, 2021
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
E-Dergi (6. Sayı Çıktı!)
Bi Konuşalım Mı?
-1 °c
Ankara
-2 ° Thu
0 ° Fri
4 ° Sat
6 ° Sun
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Tümü
    • Ekonomi
    • Eleştirel
    • Haberler
    • Siyaset
    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Karanlığın Sitemi

    Karanlığın Sitemi

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Katil

    Katil

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    2 Milyon Çocuk İşçi

    2 Milyon Çocuk İşçi

  • Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Görsel Sanatlar
    • Karma Sanatlar
    • Modern Sanat
    • Müzik
    • Sanat Akımları
    • Sanatçılar
    sıfırdan sekize

    sıfırdan sekize

    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    aynada otopsi – vııı

    aynada otopsi – vııı

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    geceler bana zulmü öğretiyor

    geceler bana zulmü öğretiyor

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

  • Medya
    • Tümü
    • Biyografi
    • Makale
    • Röportaj

    Mehmet Ulusoy (Carlos) ile Tiyatro, Kültür, Sanat Üzerine

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

  • Dijital
    • Tümü
    • E-Spor
    • Oyun
    • Teknoloji
    • Twitch
    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Dumbledoge, Zeitnot Hakkında Açıklama Yaptı!

    B100 Games ile Türkiye’deki Oyun Sektörüne Dair Konuştuk

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

  • Eğlence
    • Tümü
    • Dizi
    • Film
    • Mizah
    • Müzik
    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

  • Spor
    • Tümü
    • Takım Sporları
    Melankolik Futbol

    Melankolik Futbol

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

  • Yaşam
    • Tümü
    • Astroloji
    • Felsefe
    • Kişisel
    • Moda
    • Sağlık
    • Yemek
    Kaçış Bileti

    Kaçış Bileti

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Issız Ada: Dünya

    Issız Ada: Dünya

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    AGORA PHOBUS*

    AGORA PHOBUS*

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

  • Sepet
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Tümü
    • Ekonomi
    • Eleştirel
    • Haberler
    • Siyaset
    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Pepsi, Bir Dönem Dünyanın En Büyük Altıncı Donanmasına Sahipti

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Korona Virüs Önlemleri Neticesinde Merkez Bankası Kararları

    Karanlığın Sitemi

    Karanlığın Sitemi

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Münzevi Dergi ve Edebi Riyakârlık

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Başkasının Dermanı, Derdimiz Olmasın!

    Katil

    Katil

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    Yarım Yüzyıllık Beyaz Kan

    2 Milyon Çocuk İşçi

    2 Milyon Çocuk İşçi

  • Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Görsel Sanatlar
    • Karma Sanatlar
    • Modern Sanat
    • Müzik
    • Sanat Akımları
    • Sanatçılar
    sıfırdan sekize

    sıfırdan sekize

    SADECE ŞİİR

    SADECE ŞİİR

    aynada otopsi – vııı

    aynada otopsi – vııı

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    gül parmaklı şafaktan kopup gelen pagan

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    Efe Elmastaş’tan Samizdat Tarihi Üzerine Fankit

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    öpmeden ölünecek şeyler de var

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    geceler bana zulmü öğretiyor

    geceler bana zulmü öğretiyor

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

    Kavanozlara Bırakılmış Hesaplar

  • Medya
    • Tümü
    • Biyografi
    • Makale
    • Röportaj

    Mehmet Ulusoy (Carlos) ile Tiyatro, Kültür, Sanat Üzerine

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (4): Yönetmen Ferman NARİN

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Sizi Bir Yerden Tanımıyorlar (3): İmgenin Günlüğü Sanatçı Defterleri

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    Hakan Badik’ten: Mezarcı

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    2001’inde Dünyanın ve 15’inde Ağustos’un: Kimse Bilemez

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Liste: Gündemden Uzaklaşmak İçin

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Metin Altıok – Evde Yoklar

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Ahmet Erhan – At Avrat Silah

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

    Bi Seslendirme: Nazım Hikmet – Seninle Artık Düşman Bile Değiliz

  • Dijital
    • Tümü
    • E-Spor
    • Oyun
    • Teknoloji
    • Twitch
    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    Steel Tactics ve SekaEspor’dan Şike İddialarından Sonra Özür Açıklaması

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    SekaEspor turnuvasında skandal! Steel Tactics’ten oyunculara şike teklifi!

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Bunu Duydunuz Mu? : Underground Esports League (Türkiye)

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Riot Games’in Yeni FPS Oyunu: Valorant!

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Ferhat Can Atma ‘Madly’ ile E-Spor Üzerine

    Dumbledoge, Zeitnot Hakkında Açıklama Yaptı!

    B100 Games ile Türkiye’deki Oyun Sektörüne Dair Konuştuk

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Profesyonel e-Spor oyuncusu Cihan ”Mean” Battal ile ‘e-Spor’ Üzerine

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

    Cyberpunk 2077, Eylül Ayına Ertelendi

  • Eğlence
    • Tümü
    • Dizi
    • Film
    • Mizah
    • Müzik
    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Sinema: Rosemary’s Baby

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Bi Liste: Filmiyle Bütünleşmiş 20 Yabancı Şarkı

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Tanıdık Bir Ütopya: Truman Show

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    Bi Sinema: Arrival (Geliş)

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    bi liste: içinizdeki çığlığı duymanızı mümkün kılacak x şarkılar

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Liste: Enstrümental Müzik 50 Hit

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Sinema: Kız Kardeşler

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

    Bi Liste: Dinlerken İçinde Kaybolacağımız Şarkılar

  • Spor
    • Tümü
    • Takım Sporları
    Melankolik Futbol

    Melankolik Futbol

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Toz Pembe Hayatta Ofsayta Yakalanmak

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Bir Emeklinin Kırmızı Kara Dünyası

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

    Beynimdeki Gegenpress, Kalbimdeki Liverpool

  • Yaşam
    • Tümü
    • Astroloji
    • Felsefe
    • Kişisel
    • Moda
    • Sağlık
    • Yemek
    Kaçış Bileti

    Kaçış Bileti

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlak Yasası: Immanuel Kant – III. Bölüm

    Issız Ada: Dünya

    Issız Ada: Dünya

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    çaresizliğin, determinizmin, hacı cevher’in felsefe idmanına dair

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Bi Alıntı: Estela V. Welldon – Anne: Melek mi Yosma mı?

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Üzerimdeki Yıldızlı Gök ve İçimdeki Ahlâk Yasası: IMMANUEL KANT – II. Bölüm

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    Defterimden Alıntılar – Bölüm İki: Cioran ve Parçalanma

    AGORA PHOBUS*

    AGORA PHOBUS*

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

    Bi Challenge: Determinizmde İnsan Yazgısı Değiştirilebilir Mi?

  • Sepet
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Bi Konuşalım Mı Sanat, Edebiyat ve Hede Hödö Platformu
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Home Sanat Edebiyat

Yitik Adam

yazan Mehmet Ali GÜLDALI
Nisan 27, 2020
içinde Edebiyat, Sanat
1 0
0
Yitik Adam
6
SHARES
40
VIEWS
Facebook'da PaylaşTwitter'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

 

Eylül ayında güneş batmak üzere olmasına rağmen, Diyarbakır’da kavurucu bir sıcaklık vardı. Tanrı tarafından boyundan uzun bitkilerle donatılan mısır tarlasından söylene söylene çıkmak üzereydi, Akın. Boyundan uzun, adını bile bilmediği bitkiler ile mısırın yaprakları boğazını çizmişti; teninin açıkta kalan yerleri ise kaşınıyordu. Güneşten korunmak için taktığı kırmızı şapkayı çıkarınca alnındaki terler, belirgin bir şekilde görüldü. Saçları hafiften kırlaşmıştı, özellikle aklar şakaklarına düşmüştü. Tüm bunlara rağmen bebek yüzlü biriydi, onu tanımayanlar kırkına merdiven dayadığını tahmin edemezdi.

 

Güneşin altında kararmamak için uzun kollu, ince, boğazlı bir elbise giymiş; eski, kullanmadığı, lacivert kot pantolonunu çorabının içine sokmuştu. Ayağındaki siyah ayakkabı, çamura batmıştı. Tarlada çalıştığı için eski ya da kullanmadığı kıyafetleri tercih etmişti, herkes gibi. Sonunda tarladan tamamen çıktı, çıkar çıkmaz: “Berat, su getir lan Allah’ın cezası! Öldüm susuzluktan.” dedi. Çölde yolunu kaybeden bir bedevinin su bulması kadar sevinçliydi, soğuk su boğazından aşağı doğru inerken. Çavuş denilen, hiçbir iş yapmayan, yaptığı tek şey tarlada çalışacak fakir insan bulmak olan, bu işçilerin aldığı paradan beş lira kesinti yapan adamın bağırmasıyla su içmeyi kesti. Çavuş: “Hadi acele edin, minibüse binin geç kalacağız.” diye bağırıp çağırıyordu. Akın, en çok da bu bağıran çağıran adamın varlığından rahatsızdı. Başlarına bir çoban gerekiyormuş hissi veren bu adam, ne işe yarardı böyle bağırıp çağırmaktan, işçi azarlamaktan başka?

 

Otomatik kapısı doğru dürüst çalışmayan minibüse otuzdan fazla insan bindi. İnsanların ne ara bu kadar değersizleştiğini merak ediyordu. Yoksa insanlar hep mi değersizdi, ilk yaratıldığı günden beri? Kapının kapanıp minibüsün hareket etmesiyle, zihnindeki bu düşünceler dağıldı. Dağılan bu düşüncelerin yerini başka düşünceler doldurdu; çünkü düşünmeden geçirdiği bir anı bile yoktu. Bir tek çalışırken zihnini rahat bırakabiliyor, düşünmeden durabiliyordu. Belki de sırf zihninin boş kalması için çalışıyordu. İçi acı doluydu. Acılarından arınmak için yazıyor; düşünce istilasından kurtulmak için de kimi zaman inşaatta bir amele, kimi zaman da bir tarla işçisi oluyordu mevsimine göre.

 

Sur’a gelmişti minibüs. Arabadan inince Anzele Parkı’nın yanında durup: “Her zamanki gibi turist akınına uğramış.” dedi Akın, tebessüm ederek. Kim derdi ki Sur’u güzelleştirmek için yapılan bir parkın içinde yılan gibi kıvrılarak uzayan, süs niyetine yapılan küçük, derinliği olmayan, su birikintisinin çocuklar tarafından havuz olarak kullanılacak… ‘’Ah çocuklar!’’ dedi, dünyayı yaşanılabilir kılan mucizevî varlıklar… Parkın başında durup izledi onları bir süre. Kir içinde olan üstü başı umurunda bile değildi; çünkü çalışırken kirlenmenin utanılacak ya da çekinilecek bir şey olmadığını çoktan kavramıştı. Yetişkin adamların serinlemek için ayaklarını suya soktuğunu gördü, çocuklardan farklı olarak. Koyu bir sohbete koyulmuşlardı. Kadınlar, banklarda oturup çocuklarından olan şikâyetlerini birbirlerine Kürtçe anlatıyordu. Parka gidip on beş dakika oturmaya niyetlendi ama daha banyo yapıp yemek yiyeceğini düşününce, Sülüklü Han’a pek geç kalmak istemedi.

 

Kararından vazgeçip dik bir yokuşu olmayan yoldan aşağı doğru yürüdü. Sol tarafında, kendini bildi bileli var olan dükkânları bir bir geçti: Kıraathane, demirci, marangoz, berber… Berber Engin abiye selam vermeyi ihmal etmezdi her geçişinde. Selam verdikten sonra tam sola dönecekken, çocukluk arkadaşı Mizgin’i gördü. Görmemezlikten gelip geçmeyi düşünürken Mizgin: “Nasılsın?” diye sordu. “Kişiliksiz.” deyip yürümeye devam etti. Durup, bir hal hatır bile sormadı. Yıllardır hep aynı cevabı verdiği için, nasılsın sorusunu artık yadırgamıyordu. Nasılsın sorusunun cevabı, ya kişiliksiz oluyordu ya da kişiliksize benzer bir şey. Onu tanıyanlar, belki farklı bir cevap verir ümidiyle nasılsın der olmuştu artık.  İnsanlar için; kimseye zararı olmayan, kendi halinde, kişiliği oturmuş, düzgün, adam gibi bir adamdı. Tek başına yaşamaya başlamadan önce insanlara yardım eden ve bununla mutlu olan bir insandı. İnsanlar onu böyle tanıdı. Neden bir zaman sonra kendine kişiliksiz demeye başladığını bilmiyorlardı.

 

Şimdi, günü birlik yaşayan, yarından hiçbir umudu ve beklentisi olmayan, sadece ihtiyacını karşılayacak para karşılığında çalışan, kirasını ve aylık giderlerini kazandıktan sonra şarap parası kazanmak için uğraşan Akın’ın evindeyiz. Güneş görmeyen, iki odalı, mutfak ile banyosu oldukça küçük ve yan yana olan, banyoya gitmek için mutfakta geçmek zorunda kaldığı sobalı bir ev burası. Tek bir penceresi var ve zemin katta. Üstünde uyuduğu bir çekyat, ikinci elciden aldığı iki tane uzun minder, odayı baştan başa kaplayan, işlemesiz, sade, turuncu halı, üstünde yazılarını yazdığı, beyaz bir masa ve sandalye, masanın üstünde bir radyo ile gece lambası, roman ve şiirlerle dolu küçük bir kitaplığı, bezden yapılmış olan bir elbise dolabı vardı odasında. Odanın duvarlarında sevdiği şairlerin – Cemal Süreya, Turgut Uyar, Nazım Hikmet, İsmet Özel, Ah Muhsin Ünlü- posterleri ve  şiirleri asılı. Üvercinka’yı başucu şiiri yapmış, her gün bir kez mutlaka okuyordu. İsmet Özel’den Münacaat, Turgut Uyar’dan Geyikli Gece, Ah Muhsin Ünlü’den Yaşasın Ne Kadar İdeolojik Yaklaşıyoruz Birbirimize, Nazım Hikmet’ten Güneşi İçenlerin Türküsü, asılı olan diğer şiirlerdi.

 

Banyoya girmeden hemen önce, kısık ateşte, mavi piknik tüpünün üstüne çay suyu bırakmıştı. İyice yıkandığına kanaat getirip kurulandıktan sonra, banyodan çıktı. Banyoda kurulanıp giyinmeyi alışkanlık edinmişti. Çay suyunun kaynadığını gördü. Bir kaşık kaçak dem attıktan sonra, tüpün altını kapattı. Dolabı açıp kahvaltılık bir şeyler baktı. Birkaç tane zeytin, iki parça peynir, bir domates, beş tane yumurta ve en fazla üç kaşık yoğurdun olduğu tabağı gördü. Yemek yapmakla pek uğraşmayıp genelde kahvaltılık tüketirdi. Bazen de dışarıda döner benzeri şeyler yerdi. Yumurta ile uğraşamam diye düşündü; yumurtayı kırmak, pişirmek bir hayli uğraştırıcı geldi Akın’a. Domateslerden birini doğrayıp peynir, zeytin ve yoğurt ile birlikte mutfağındaki tek ve daire şeklindeki demir tepsiye bıraktı. Gazete serdikten sonra tepsiyi alıp odaya geçti. Üç bardak çay içip yemek yedikten sonra, giyinme sırası gelmişti. Koyu yeşil komando cepli pantolonunu çok severdi, genelde komando cepli pantolonlar alırdı zaten; çünkü Zeynep, bu tarz pantolonları beğenirdi. Evet, üniversite aşkı Zeynep… Unutamadığı, vazgeçemediği, içinde her zaman kanayan, kabuk bağlamayan yara, en kutsal, en güzel acısı, hayalindeki aşkı yaşatan kadın. Şimdilerde öz yıkım yaşamasının, umutsuz olmasının, yarından bir beklentisinin kalmamasının sebebi. Ben Zeynep’i anlatırken Akın evden çıkıp gitti, bizden habersiz. Bunu benden habersiz nasıl yaptı, inanın bilmiyorum. Belki de henüz Zeynep ile olan hikâyesini anlatmanın erken olduğunu düşündü. Tam, oturduğu dört katlı apartmandan dışarı çıkacakken sığınamayanlara denk geldi. Sığınamayanlar, komşusuydu. Hemen yan tarafındaki dairede oturuyorlardı. Tek odalı bir evde altı kişi yaşıyordu. İç savaş mağduru olan Suriyelilerdi bunlar. Onların apartmana girmesine öncelik verdi. Şimdilerde herkesin rahatsızlık duymaya başladığı bu insanlara karşı nazik davranırdı.

 

Yürümeye başladı, hızlı adımlarla Anzele sokaklarından Sülüklü Han’a doğru. Parke taşlarının azizliğine uğradı az ilerde. Yerinden çıkan bir parke taşına basmasıyla, altında biriken kirli suyun pantolonuna sıçraması bir oldu. Durup öfkeli bir edayla pantolonuna baktı. “Birileri, yine merdivenleri yıkamış.” dedi. Sülüklü Han’a giderken sokak lambalarının nadiren olduğu, -evde açılan lambaların aydınlattığı- birbirinden dar ara sokakları kullanıyordu. Diyarbakır’ın gettoları sayılırdı bu sokaklar. Hayatı boyunca ana caddelerden uzak durmuş, her zaman ara sokakları kullanmıştı. Sur’da doğup büyümesinin bu tercihindeki etkisi, yadsınamaz bir gerçekti. Sonunda Gazi Caddesi’ne vardı ara sokaklardan çıkarak ve Sülüklü Han’a yetişti. Her zamanki yerine geçip oturdu. Han’ın sahibiyle konuşup anlaşmıştı. Saat altıdan sonra müşteri kabul etmiyordu, Akın’ın sürekli oturduğu masaya. Akın, yanında getirdiği kahverengi kaplı dosyayı açtı, beyaz – henüz kalem değmemiş – bir A4 kâğıdına:

 

” Yıllar önce bir kadın aramıştı beni Matias, normal şartlarda olsa açmazdım ki şartlar normal değildi. Onun da benim gibi acı çektiğini, acıdan kafayı yeme derecesine geldiğini biliyordum. Aşk acısı, geçmeyi bilmeyen mikroplu bir hastalık değil midir zaten Matias? Açtım telefonu, tahmin ettiğim gibi; ağlıyordu. Görmüyordum onu ama salya sümük ağladığını gayet iyi biliyordum. ‘’Kendime olan saygımı kaybettim Akın. Kendimi nasıl bu kadar düşürdüğümü bilmiyorum. Ne zaman, nasıl oldu? Farkında bile değilim.’’ dedi. Tabi, bunları söylerken gözyaşlarını akıtmaya devam ediyordu. Ben ise sadece susuyordum, hem onun konuşacak birine değil, dinleyecek birine ihtiyacı vardı. Konuşsam faydası olmayacaktı, senin anlayacağın. Beni aramasının sebeplerinden biri buydu zaten. Konuşmuyor olmam ve diğer sebebi de başka kimseye anlatamayacak olmasıydı. Benim gibi kafayı yemiş bir ruh hastasının böyle bir işe yaraması oldukça garip doğrusu, hak veriyorum sana Matias. Dinliyordum ya da dinlemiş gibi yapıyordum, belki de her ikisini birden yapmayı başarıyordum. Konumuz o değil, geçelim bunu. Askeri ihale aldığını bildiğim pek de tanımadığım bu kadın,  ‘’Bu kadar erkeğin içinde, askeri kışlada beni bu kadar güçsüz bilen bir sen varsın.’’ diyordu ve muhtemelen sonrasında da bir şeyler söyledi ama ben anne ve babamı düşündüm bir an için o konuşurken. – Matias, ona ihanet etmiş sayılmam değil mi?- Babam bir kadınla evlenmiş, annem de bu durumu kabullenememişti haliyle beş çocuğun ardından. Kadından ayrılması için sabahtan akşama ya da akşamdan sabaha şimdi pek bilemedim, dünyayı zindan ediyordur annem babama. – kuvvetli bir şüphe bu tabi – Kadın kapattı bu arada hıçkırıklar içinde ağlayarak, daha fazla konuşamadı.

Bitmedi daha yazacaklarım, devam edeceğim; sevinme hemen, kurtuldum diye. Bir genç kadın gördüm dün, Tek Kapı’nın orada. Bir an için göz göze geldik. Bir, bilemedin iki saniye ya gördüm ya görmedim genç kadını. Çok güzel bir yüze sahipti, hatırladığım kadarıyla. Bembeyaz teni, siyah ve düz saçlarıyla güneşin altında parlayan bir yıldız gibiydi. Teşbihte hata oldu galiba. Yıldız ve güneş aynı anda belirmez bildiğim kadarıyla, her neyse. Giydiği kıyafet, pek âlâ yakışmıştı. Siyah tişört ve renklerini pek hatırlamadığım her karesinin farklı renkte olduğu bir kareli gömlek giymişti. Sosyal Dayanışma Vakfı’nın apartmanına girdiğini fark etmeden önce yanımdan geçip giderken – hafif ağır çekimde desem biliyorum sallama lan diyeceksin bana Matias – dünyayı durdurmak istedim. Bekledim bir yarım saat, çıksa takip edecektim. Çık… “

 

 

 

 

Etiketler: Çağdaş Türk EdebiyatıEdebiyatÖyküTürk Edebiyatı

Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!

Abonelikten Çık
Mehmet Ali GÜLDALI

Mehmet Ali GÜLDALI

1993 yılında Diyarbakır'da doğdu. İlk ve ortaöğretimini burada tamamladı. Alparslan Üniversitesi, Türkçe öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 2017 yılında "Hüzün ve Mavi" adlı romanını yayımlandı. İnsanların paraya taptığı sefil krallığında sadece kalemi var.

İlgili Gönderiler

sıfırdan sekize
Edebiyat

sıfırdan sekize

Ocak 26, 2021

  balkonumdan içeri çığ gibi  hiç görmediğim bir nehre adıyla sesleniyorum  susuyorum çokça, kaçıyorum  ellerim nasıl uzuyor böyle -anlamsız  eski şehirler geçiveriyor aklımdan  kuytu denen hiçlik...

SADECE ŞİİR
Edebiyat

SADECE ŞİİR

Ocak 19, 2021

  *Bu yazı, Kasım – Aralık 2019 yılında Vurgu Edebiyat dergisinin 3. sayısında yayımlanmıştır.     Popüler Kültür dergileri, son on...

Sonraki Gönderi
Her sabâ

Her sabâ

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gizlilik Politikası'nı kabul ediyorum.

Önerilen

Pusu

Pusu

1 sene önce
ayna yatak

ayna yatak

7 ay önce
Facebook Twitter Instagram RSS

Kategoriler

  • Astroloji
  • Bi Konuşalım Mı
  • Biyografi
  • Deneme
  • Dijital
  • Dizi
  • E-Spor
  • Edebiyat
  • Editörün Seçtikleri
  • Eğlence
  • Ekonomi
  • Eleştirel
  • Felsefe
  • Film
  • Görsel Sanatlar
  • Gündem
  • Haberler
  • Karma Sanatlar
  • Kişisel
  • Makale
  • Medya
  • Mizah
  • Moda
  • Modern Sanat
  • Müzik
  • Müzik
  • Öykü
  • Oyun
  • Psikoloji
  • Roman
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Sanat Akımları
  • Sanatçılar
  • Şiir
  • Siyaset
  • Spor
  • Takım Sporları
  • Teknoloji
  • Twitch
  • Yaşam
  • Yemek

Hakkımızda

Öyle kafamıza estikçe her konudan yazıyoruz. Fikirlerinize önem vermiyor ve ölü taklidi yapmaya bayılıyoruz. Ayrıca ayrı yazmadığımız her de, da için de bir fidan dikiyoruz. Daha napalım ?

Bi Konuşalım Mı Ekibi

Copyright © 2019 Bi Konuşalım Mı?, All Rights Reserved.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Sanat
  • Medya
  • Dijital
  • Eğlence
  • Spor
  • Yaşam
  • Sepet

Copyright © 2019 Bi Konuşalım Mı?, All Rights Reserved.

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifreni Mi Unuttun? Kaydol

Kaydolmak için aşağıdaki formları doldurun

*Websitemize kayıt olarak Şartlar & Koşullar ve Gizlilik Politikası'nı kabul etmiş olursunuz.
Tüm alanlar zorunludur. Giriş

Şifrenizi alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş
Size daha iyi, hızlı ve güvenli bir kullanım sağlamak amacıyla web sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Çerez ayarlarıKABUL ET
Gizlilik & Çerez Politikası

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these cookies, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may have an effect on your browsing experience.
Necessary
Always Enabled

Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.

Non-necessary

Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.

Bu web sitesi çerezleri kullanmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek, kullanılan çerezleri kabul etmiş olursunuz. Çerez Politikalarımızı ziyaret edin.