abim yusuf’a
/ zamanın telaşlı teninde son cemreydin
küle düştün suya hasret kuyularda /
I.
bahçelerde çiçeğe durmuş erikti dalın
-ki silinmez hâlâ izleri ayağının
yusuf!
sen bahardan olma çocuktun
tomurcuklar açardı yürüdüğün yollar -en çok gül
ama sen karanfillerle büyürdün
II.
hangi dağ yamacında solduruldun
hangi şehirlerde boğuldu
ağzında büyüyen kır çiçekleri
seni demir seni örs seni gürz döktüler
paslı jiletler sevişti yüzünle
aşırı kanamalı ağrılar kaldı sıkılan dişlerinin gıcırtısında
III.
yusuf!
bırak hasretiyle yansın adına tutuşmuş kuyular
çürüsün duvarları susuz karanlıkların
yıkılsın kardeşi kardeşe kırdıran düzen
çoğalsın yankısı yeniden sesinde çağlayan suyun
taşı sıksan gül biter ellerinde
yüreğinde küle sürgün karanlık niye?
adın, özgürlüğün dağlara yaslanmış türküsü
kır bileğinde büyüyen zemheriyi
süzülsün gözlerinin göğünde güvercin sevdaları
IV.
sen, damları otlarla sıvanmış
duvarları çamur tohumu evler yalnızlığı
sen, meydanlarda kavga
devrime koşar adım büyüyen çavlanlarda
su damlacığı çoğulluğu
bırak dizlerinde artan ağırlığı sulara
akışın ters yönüne direnebilen balıkların
ölüm zaferi ışığı gözlerinde sönmeyen
yusuf!
adın şiire ve kavgaya
adın kuyulardan çok dağlara
adın kardeşliğe yaraşır
adın: kavga. özgürlüğe ulaşır
V.
dili yasaklı anneler ağıdı gibi viran bir gök
heybeti umman utandırır ağzında çoğalan isyanın
kürtçe’den ermenice’ye büyür dilinde akan ezginin ıslaklığı
VI.
cizre’de sokak ortası göğsün
kim düşse, sana batar evleri solduran kurşun ağırlığı
sur’da büyüyen direnç çiçeği
bileğinde yeşilini yitirmeyen sevda
ankara’da paramparça yarınlarla dağılır
gözlerinde kapkara bir soma -dökülür
kaç can var ki göğsünün içinde
öldükçe doğar, doğdukça öldürülürsün
VII.
ah!
gibi geziniyor damarlarında
bulanık suları arındıran bir çocuk
bir çocuk hep aynı sokağında alnının
düşüyor, düştüğü yerde kuruyor bütün başaklar
berkin koyuyorsun adını sızılarının
kaç sokağı dolaştı gün yüzsüz gömleğin
kaç sokağı yıktı sesinin yankısı
kaç sokakta düştün ali diye, dizlerinde 19 yaş yaraları
VIII.
ah! bileğinde soğuk demir
erir kaburgan altındaki cevherle
ellerinin beton kıran mahir’liği
ibrahim’e yoldaş put sorgularında
ser verip sır vermez bir dağ sancısı sende
yusuf!
adın kuyulardan dağlara taşar
adın: kardeş, özgürlüğe..
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!