Evet, sayın okur… Futbolda ofsayt diye bir şey vardır, bilirsin. Bilmezsen bile duymuşsundur en azından. Hücum oyuncularının baş belası, savunma oyuncularının duasıdır ofsayt. Tanım olarak “Futbolda; top bir kale yönünde hareket halindeyken, o kaleye akın yapan takımın oyuncularından birinin, kaleciyle arasında karşı takımdan herhangi bir oyuncu bulunmaması durumu.” şeklinde ifade edilir. Hadi bu tanımı oku ve çık işin içinden. Tabi çıkabilirsen!
Resimden daha iyi anlaşılacaktır diye ümit ediyorum. “Ee kardeşim biz ofsaytı ne yapalım?” diye soracak olursan, sevgili okur… Ofsayt benim hayatımda kıymetli bir yere sahip, bu yüzden biraz tanımından bahsetme gereği duydum.
Küçükken mahallede, istinat duvarını yanımıza alıp oynadığımız maçlarda hırslı bir hücum oyuncusuydum. O zamanlar ofsaytlı oynamıyoruz tabi ki. Zaten kim mahallede ofsaytlı futbol oynamış ki? Geçerdim en ileriye, rakip savunmanın arkasına. Önüme uzun toplar atılırdı, koşardım. Golü atardım. Profesyonel kurallar geçerli olsaydı attığım gollerin önemli bir kısmı “ofsayt” gerekçesiyle geçersiz sayılırdı. Sonraları okulda top oynadığım dönemlerde de ofsayt olmadığından yine aynı taktikle düzinelerce gol attım. Lisede futbol takımındayken birkaç kere ofsayta yakalanınca artık hayatın toz pembe olmadığını anladım. Artık, hayat acı gerçeklerinden birini yüzüme vurmuştu. Ofsaytın anlamını küçüklükten beri bilmeme rağmen bizzat ofsaytın hayatımdaki yeri liseyle beraber başlamıştı. Lise hayatı zaten çoğu tecrübenin yaşandığı yer değil miydi? İnsanları tanımaya başladığımız, “Dostluk, sırdaşlık, düşmanlık, gammazlık nedir?” sorularının cevaplarını bulduğumuz bir yerdir lise. Hayatın gerçeklerinden bir tanesi de ofsaytmış. Her şey çocukken göründüğü kadar kolay değilmiş. Savunma arkasında bekleyip gol atma devri çocuklukta kalmış, sevgili okur. Kurduğun düşlerin ofsayta yakalanmaması dileğiyle…
Bu gönderiye abone olarak, gelecek yeni güncellemelerle ilgili ilk siz haberdar olabilirsiniz!
Çok güzel olmuş 🙏